ÇAMLIDERE MUZRUPAĞACİN KÖYÜ WEB SİTESİ

Şeyh Ali Semerkandi K.S.

ŞEYH ALİ SEMERKANDİ İLE İLGİLİ İSİM, MAKAM VE HAL BENZERLİĞİ

Yeryüzüne gelen insanların isim bakımından olsun, türlü tutum ve davranış bakımından olsun, hatta makam ve mevki bakımından olsun, kişilerin görüş ihtilafları ve açık, kesin bürhan yokluğu sebebi ile zaman zaman birbirlerine zan ve tahmin açısından benzetildikleri vaki olan bir durumdur.Bundan böyle Şeyh Ali Semerkandi Hazretleri’nin ismine benzer ismi taşıyan zatlar muhtelif beldelerde ikamet edip yaşamış olabilirler.Aynı hal ile de hallenmiş bulunabilirler.Bu arada bazı yerlerde bu zata izafe edilen kabir ve türbeler bu zatın makamı, yahut bu zatın halifelerinin medfun bulunduğu yer olmaktadır. Şunu açıkça belirtmek gerekir ki Şeyh Ali Semerkandi’nin ismi Türkiye’nin yani Anadolu’nun bazı yerlerinde bazı türbelere ve bazı makamlara yöneltilerek yadedilir.Hatta İslam aleminin birçok yerlerinde de geçer.Yalnız muhtelif yerlerde Şeyh Ali Semerkandi Hazretleri’nin ismini taşıyan türbelerde yatan zatlar bu zatın halifeleridirler.Öteden beri bu zatın ismi altında hatırlana gelmişlerdir. Şeyh Ali Semerkandi muhtelif ülkelere kendi adına iş gören, hareket eden halifeler tayin etmiş, onlara manen direktifler vermiştir.Onlar bu zatın namı ile yaşamışlardır.Yahut aynı isim tahtında başka bir veli aynı hal ile hallenerek oralardan gelip geçmiştir ne malum (19). Şeyh Ali Semerkandi sağlığında “Babaresül” adında bir zatı kendisi adına faaliyet göstermesi için halife tayin edip “Zeyne” beldesine gönderiyor.Zeyne Osmanlı İmparatorluğu döneminde Konya’ya bağlı idi.Sonraki dönemde kentlerin idari şekli değişmiş, bugün “Zeyne” “Sütlüce” adını alıp kasaba olmuş ve Mersin vilayetinin kazası bulunan Gülnar’a bağlanmıştır.Elan Zeyne karyesinde yatan zat, Şeyh Ali Semerkandi’nin kendisi değil, zikri geçen halifedir, Evliyaullah’tan olup mübarek büyük zatlardan biridir.Yanında belirli birtakım yatırlar bulunmaktadır.Zeyne bölgesinde Evliyaullah’tan Babaresül ile ilgili değişik hayli pek çok zuhur eden kerametler anılmakta, öyküsü dillerde dolaşmakta ve manzume halinde hikayeleri nakledilmektedir. Şeyh Ali Semerkandi’nin manen familyesine dahil olmasından ileri geliyor.Bundan böyle Çamlıdere kazasında medfun Şeyh Ali Semerkandi ile Zeyne’de medfun Babaresül arasında kesin olarak bir benzerlik bulunmamaktadır. Şeyh Ali Semerkandi’nin Çamlıdere’deki öyküsü başka, Babaresül’ün Zeyne’deki öyküsü başkadır. Babaresül Zeyne’de evlenmiştir, çocuk sahibi olmuş, annesi yanında yatıyor, Anadolu’da doğmuştur.Hatta Anadolu’dan şarka gitmiş, Mısır’a kadar seyahat etmiştir.Aksine Şeyh Ali Semerkandi Şark’tan Anadolu’ya gelmiş, hiç evlenmemeiş, evladı yoktur ve daha başka halleri ile Zeyne’deki yatan zata hiç benzememektedir.Fakat bazı menkıbelerin Çamlıdere’den Zeyne’ye götürülüp getirilmesi, araya fasılaların girmesi ile iki zatın hayat öyküsünün bazı yönleri ihtilata uğramıştır. Çamlıdere’de Şeyh Ali Semerkandi Külliyesi’nde mevcut belgeler Şeyh Ali Semerkandi’nin Çamlıdere’de medfun bulunduğunu kesinlikle ilan ediyor.Şunu belirtelim ki Zeyne’de yatan zatın ismi de Ali olabilir, Semerkant’a sefer etmiş, orada tahsil görmüş, ve birtakım yerlere sefer etmiş ve kerametleri görülmüş olabilir.Hatta veliler arasındaki hal ve keramet benzerliği de cereyan etmiş bulunabilir.Lakin Zeyne’deki yatan Ali, Çamlıdere’deki yatan Ali değildir.Karaman’da Anadolu’nun ve Türkiye’nin bazı kentlerindeki, İslam aleminin bazı ülkelerindeki medfun nice nice adı Ali olan veliler arasındaki benzerlik böyle bir yorum, böyle bir izah ve böyle bir hüsnüzandan vabeste değildir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde devletten (Hazine-i Hassadan) Çamlıdere’ye 45 (kırkbeş) bin kuruş gelir.30 (otuz) bin kuruşu Çamlıdere’de sarfedilir, 15 (on beş) bin kuruşu Zeyne’ye gönderildi.Hatta “Sığırcık Suyu” nun bulunduğu yerlerden tahsil edilen vergiler Çamlıdere’ye sevkedilirdi.Buna benzer icraat harfiyen tatbik edilirdi. Şeyh Ali Semerkandi’nin Çamlıdere’de tefsiri, memkıbeleri ve benzeri kayıtları vardı. Vaktile bu eserler o devrin Osmanlı padişahına götürülmüş, padişah memnun kalıp ilgi göstermiş ve eserleri kendine takdim edenlere ikram ve izzette bulunmuştur.Padişahın etrafındaki devlet erkanı ve o günün Şeyhü’l-İslam makamında bulunan İslam alimi ve öbür ülema yakınlık duyup Şeyh Ali Semerkandi’nin Çamlıdere’de yattığını tasdik ederek kayıtlara intikal ettirmişlerdir. Padişahlıkça gönderilen tahsisat H. 1330 senesine kadar Çamlıdere’ye gelmiştir.Umumi harp çıkıp seferberlik ilan edilince herşey sona erdi, tahsisat kesildi.Bundan sonra Osmanlı İmparatorluğu belini doğrultamadı, olanlar oldu, ülkenin çehresi değişti, eserler olsun, kayıtlar olsun bilinmezlik içinde tarihin meçhul sayfalarına gömülüp gitti. Şeyh Ali Semerkandi ile ilgili “Barü’l-Ulüm” adında gayri matbu tefsir vardır.Hatta zatına has menakıbı var idi, belirli zevat tarafından görülüp okunmuştur.Fakat M. 1926 tarihinde büyük bir yangın çıkıp birkaç ev hariç Çamlıdere’yi yer ile bir etti.Yangın karşısında herşeyini (kül olup) savrulmaya terkeden Çamlıdere Şeyh Ali Semerkandi hakkındaki eserleri ve kayıtları da (birkaçı hariç) ateşler içinde kül olup gitmekten kurtaramamıştır.Onun için deniliyor ki zikri geçen kıymetli zatın yazılı ve kıymetli belgeleri, menkıbeleri evlerle birlikte yanmış ve kaybolmuştur (20).Lakin eldeki belgeler yeteri kadar tatmin edicidir. Yeryüzünün çeşitli yerlerinde Enbiya’nın ve Evliya’nın, bu arada birçok zevatın kendi adlarına atfen anılan makamların olduğu şüphesizdir.Evliya’dan Şeyh Ali Semerkandi’nin Çamlıdere’deki türbesi makamı değil, asıl kabridir.Bu türbede bizzat kendi zatı (naşı) bulunmaktadır.İlgili resmi belgede Çamlıdere (yani Şeyhler karyesin) de medfun olduğu kaydedilmektedir (21).Yanında bulunan ve kendisine komşuluk eden diğer on kişi ile berzah alemine buradan katılmış bulunmaktadır. Yeryüzünde aynı isim ve aynı ünvanı taşıyan binlerce insan gelip geçmekte, bu insan kitlelerinin içinde pek çok meşhur zatlar bulunduğu ve bunların hatıralardan çıkarılmadığı için yerleri, yurtları ve kabirleri belli sınırlar içinde muhafaza edilmektedir.Aksine Peygamberlerin ekserisi dahil bazı meşhur zatların hayatlarının tamamı, nerede yattıkları ve nüfus hüviyetleri bilinmektedir. Arifibillah Şeyh Ali Semerkandi’nin bir hayli kerameti zahir olup elan bilinmekte ve muhtelif rivayetlerle nakledilmektedir. Bu zattan bahseden ve bahsettiği memul bulunan eserler mevcuttur.Tefsiri, Mübarek Suyu, saçayağı ve emsali nakiller, menkıbeler, belgeler meydandadır.Mahalli halkın arasında Şeyh Ali Semerkandi ile ilgili kayıtlar yapanlar, bilgileri zaptedenler olmuş, bizzat gerçeği ifade eden olaylara (kerameti yansıtan harikalara) şahit olanlar bulunmuştur.Bu eşhası yakinen görmek suretile ellerindeki ne dillerindeki dökümanlardan gerekli nakilleri yapmak her zaman mümkündür.Yani günümüzde Şeyh Ali Semerkandi ile aranan bilgiler mahalli halk arasında canlı ve taze olarak yaşamakta, bazı emareler tevatüren ortada görülmektedir. Bir başka hususu dahi hatırlatmak gerekir ki Şeyh Ali Semerkandi Hazretleri’nin Çamlıdere’de medfun bulunduğuna dair mahalli ve mübarek suyun bulunduğu yeri çevreleyen bölgede yaşayan Müslümanlar arasında kesin ittifak vardır. Şeyh Ali Semerkandi Hazretleri Beni Adem’den mübarek bir zattır.Doğup büyümüş, yaşamış, uzunca bir ömür sürmüş, dünyanın çilesini çekmiş, takdir buyrulan ömrünü tamamladıktan sonra Çamlıdere’de vefat eylemiştir.O da bir insan idi, fakat seçkin insanlardan idi.Yer, içer, gezer, yatıp uyur ve istirahat ederdi.Şüphesiz Cenab-ı Allah’ın sevgili kullarının listesinde yer alıyordu.Evliyaullah’tan olarak bu alemde gözükmüş, sofi ve derviş kıyafetinde İslamiyet’in yayılmasına candan ve derun-i dilden hizmet etmiştir. Sırtına alıp dünyanın altında ezilen insanları sık sık görmek mümkün, lakin Şeyh Ali Semerkandi ne dünyayı sırtına sarmış, ne de dünyanın altında kalıp ezilmiştir.Dünya hayatını manalı olarak değerlendirmiş, daima alçak gönüllü bulunmuş, dünyanın maddi zenginliği ile övünmemiş, işe yaramayan bütün isteklerini yenmiş, nefsine hakim olmuş ve mütevazı insanların hayat seyrini takip etmiştir. Şeyh Ali Semerkandi dünyanın üstüne binip onu binek yapmamış, dünyaya Şeytan’ı sevdiren, nefisleri azıtan hizmetlerde bulunmamış, dünya ona meşru istikamette hizmet etmiştir.Onun için Cenabı Allah’ın pek kıymetli kulu Şeyh Ali Semerkandi Hazretleri çekinmeden, büyük bir cesaret şevki ile herşeyini Hak yolunda cömertçe feda edip harcamıştır. Şeyh Ali Semerkandi (Kaddesallahü Sirrahü) uzun boylu, iri yarı idi.Nurani yüzlüydü.Buğday renkliydi.Kırmızı benizliydi.Elleri büyükçe olup bıyıklı ve ak sakallıydı.Beyaz sakalı ve beyaz elbisesi ile şeklen ve manen efrad-ı beşer için ne güzel bir nümune idi.Elini öpmek isteyenler onun eline kapanmaya kalkarlar, fakat O Büyük Veli Şeyh Ali Semerkandi Hazretleri elini geri çekerdi.Nurani yüzü, buğday renkli benzi ve ak sakalı ile inananlara iltifat eder, tanışmak için ziyaretine gelenleri yanında bulunanlara takdim ederdi.Dostça gelenlere ilgi gösterip muhabbetle bakardı.Uzun boy üzerinde nurani yüzlü, buğday renkli ve ak sakallı Şeyh Ali Semerkandi inananların hayalinde ve gönlünde her zaman dolaşmakta, bundan böyle ünü dünyaya yayıldığı için unutulmamaktadır (22). İslamı bihakkın yaşayarak, ilahı aşk ile yani Adem atamızdan miras olarak kalan aşk ile hayatını manevi cihazla renklendiren Şeyh Ali Semerkandi tavazu babında yükseklerin yükseğine çıkmış, kemale ulaşmış, iman nuru ile coşmuş, herkesin imdadına koşmuş ve rabbimiz’in katında alem-i İsalm’ın yakından tanıdığı büyük bir veli olarak Kainatta iz yapmıştır.Kavlini, fiilini ve halini Peygamberimiz, Efendimiz iki cihanın fahri, sultanı Muhammed Mustafa sallellahü aleyhi vesellemin sünnetlerine tıpatıp tabi kılan Şeyh Ali Semerkandi Rasül-i Ekrem’den her kulun erişemeyeceği kıymetli yakınlık görmüştür.Bu durum Şeyh Ali Semerkandi için rütbelerin en büyüğüdür. Şeyh Ali Semerkandi Hazretleri bugün manevi evlatlarım diye tanımladığı Çamlıdere insanının kendisi için yaptırdığı türbesinde yatmaktadır. Mübarek zatın adına 13.05.1996 yılında Çamlıdere’de Şeyh Ali Semerkandi Vakfı adında bir vakıf kurulmuştur. Ankara’nın bu şirin ilçesine hem otobandan hem de E5’ten ulaşım mevcuttur.Otoban-Çamlıdere bağlantısı 10 km, E5-Çamlıdere bağlantısı ise 16 km’dir ve tüm bu bağlantılar asfalttır.Çamlıdere-Ankara arası her iki yoldan da ortalama 100 km’dir.
Muzrupagacin.tr.gg 2014
Ankara ili Çamlıdere ilçesi muzrupağacin köyü / 2014 - 2015
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol